IPA yani (India Pale Ale) ismini Hindistan’a ihracat yapan İngiliz biracılarından alır. Aslında bu tarz uzun yolculuklarda şerbetçi otunun tadını korumak için tasarlanmıştır, o yüzden bol şerbetçiotu kullanılır ve yüksek alkollüdür. APA ise (American Pale Ale) bu tarzın Amerika versiyonudur ve genel anlamda Amerikan şerbetçiotları kullanılır.
İlk IPA’nın George Hodgson tarafından East London’s Bow Brewery tarafından icat edildiği kabule edilir. Daha doğrusu tesadüfen birada fazla şerbetçi otu kullanılarak bulunmuştur. Soğutma sistemleri geliştikten sonra aslında IPA’daki yoğun şerbetçi otu eklemesine gerek kalmamıştır. Doğal olarak bu tarzın yavaş yavaş bitmesi gerekiyordu. Ancak yıllar geçtikçe de özellikle IPA sever bir kesim 1970’lerde Amerika’da ortaya çıkmıştır. Amerika’daki butik biracılık bu tarzın ölmesine engel olmuştur. Tabii Amerika’ya gidince ismi APA olmuş daha sonra kendi ülkesine yani İngiltere topraklarına geri dönüp IPA olarak tekrar hayat bulmuştur.
İngiliz içkilerine ve nasıl geliştikleri hakkında daha fazla bilgi isterseniz
Henry Jeffreys’in “Empire of Booze” kitabını özellikle öneririm.
Bugün IPA dediğiniz zaman şerbetçiotu patlaması yapan formüller akla geliyor Geçekten de bir bira yapımcısıysanız elinize formülü aldığınızda biraz korkabilirsiniz çünkü normal bir IPA formülünde çok fazla çeşit şerbetçi otu vardır. Maltla oynamadan özellikle şerbetçi otu kombinasyonuyla oynamak bazı ev biracıları için avantajlıdır. Formüllerde bazen aşağıdaki katmanda malt ve maya yapısı aynı kalmasına rağmen üstteki katmanda şerbetçiotlarının aşırı değiştiğini gözlemleyebilirsiniz. Ve evet bu tarzda daha kolay yolla çok çok farklı kombinasyonlar yapmanız mümkün. Dezavantajı IPA ile uğraşıyorsanız çok çeşitli şerbetçiotlarını aynı anda iyi şekilde muhafaza etmelisiniz.
Bu biraya ticari olarak baktığımız zaman sadece bir çeşidini de görmeyiz. Amerikan, İngiliz tarzı, double ,imperial, black, hybrid, buğday, belgian white IPA gibi örnekler sayabiliriz ve bunların birde alt kategorileri olabilir.