Geçen gün bir grupla Kadıköy’de Pub tarzı mekana gittik. Gittiğimiz yerde baya çeşit bira vardı , tabii ithal biralar bu tip yerlerde gerçekten pahalı. Menüde Brewdog Punk IPA görünce hemen istedim. Benden gören birkaç arkadaşta istedi sonuçta yaptıkları yorum şuydu: Bu şampanya mı bira mı? Hemen sonra klasik hareket olarak lager tarzı bira istediler ve biraz da dalga geçerek devam ettiler.
Esasen Türkiye’deki lager alışkanlığı gerçekten sinirimi bozsa da Brewdog Punk IPA konusunda kendilerine göre haklı olabilirler. Ben çok seviyorum bu birayı ama bu bira IPA gibi de değil. Aldığım tat yapısı daha tatlı. Öncelikle Punk IPA balansı çok iyi bir bira. Acılığı ortalama seviyede yer yer tatlı bile. Tropik meyve tadından başlayıp keskin bir şerbetçi otuyla bitiriş yapıyor. Lager gibi kafaya dikip buz gibi sıcaklıkta içerseniz tabii ki tadını alamazsınız, yavaş yavaş içip dilin hangi bölgesine hitap ettiğini bulmak gerek.
Bunun yanında IPA’ların genellikle acı olduğunu biliyoruz özellikle bu tarzı sevenler bilir. Ancak ortamlarda acı olarak bilinen bira olarak genelde Stout içildiğini görüyorum. Gerçi direk siyah bira diyorlar ama içtikleri temel olarak dry stout. Sanırım bu piyasadaki Guiness markasından kaynaklanıyor. Gene bir markanın veya tarzın hakimiyetini görüyoruz. İşin ilginci yapmış olduğum siyah biralar veya Almanya’da denediklerim genel anlamda acı değiller bunların yanık karemelize karakterleri var. Acı seviyorum diyen bir insana ciddi bir IPA verdiğiniz zaman genel tepkisi çok ağır oluyor. Görüşüm şu: Şerbetçi otunun tat verme süreci aşırı karışık bir süreç. Bu ot acılık verdiği kadar tatta veriyor, tanıştığım insanlar acılık ve aromanın farklı yerden geldiğini düşündüğü için kavramları karıştırabiliyor. Şerbetçi otunun verdiği keskin aroma Türkiye’de seviliyor gibi. Yani aslında lager alışkanlığı olan Türklerin ticari biranın bir tık üstünde daha yoğun aromalı bir bira arayışı var gibi. Siz biraz daha karmaşık yapıdaki bir ale birayı üstüne acı ekleyerek verirseniz hatlar karışıyor. Gold pilsner denen biraların yoğunluk olarak fazla olması ve piyasada sevilmesi de ülkemizde ortanın üstü bir maltsı tadın bilindiği ve kabul edildiğinin göstergesi.
Acı bira mı seviyorsunuz? Bir tane klasik IPA alın deneyin. Bir de siyah stout alın deneyin. Aradaki farkı çok net göreceksiniz. Buradaki amaç kötü de olsa denemek! Bira içtiğiniz ilk günü hatırlıyor musunuz? Kimse ilk seferde alışamaz fakat denedikçe ve farklılıkları kabul edip öğrenmeye başladıkça bu tarzlar sizin de ilginizi çekecektir.
Aslında konu biraz daha derin gibi, gelişmiş her toplumun mutlaka bir içki kültürü oluyor, bunu net görebilmek gerek. Mısırlılar ’da bira Yunanlılar ’da şarap ve şu an modern bir sürü örnek sayabilirsiniz. Biz de ise yüksek ihtimal geleneksel düşünceden kaynaklandığı için geçmişte sadece rakıya bağlı olan içki kültürü neredeyse ölmek üzere. Dışarıdan bunu az sayıda firma ile dayattığınız zaman da insanlar sadece belirli tarz biraları içiyor ve biliyor. Bunun Platon’un mağara alegorisinden bir farkı yok aslında bu yüzden ortama girdiğiniz zaman bir takım insanların içtiği içkiden ortalama bir analiz yapabilirsiniz.
Genelde de ortamda
1) Lager seven sınıf
2) Yeni bira denemek isteyen fakat ne içeceğini bilemeyen bir sınıf
3) Yandakinin aynısını alan sınıf
4) Bilgisi olan ama aşırı uçta takılan bir sınıf vardır.
Ama sonuçta acı mı aromatik mi tartışması ciddi anlamda ne içtiğini bilememekten kaynaklanıyor. Daha doğrusu yıllarca evirilen dilimiz bunu biliyor ancak ifade edemiyoruz. Bence biranın acı olup olmaması önemli değil, önemli olan her biranın ayrı bir karakteri ve yeri olduğudur. Bu açıyla bakabildiğiniz zaman en sevdiğiniz tarzı bulabileceğinizi düşünüyorum. Zaten aradığınız tadı ticari piyasada bulamazsanız ve gerçekten tutkuyla arıyorsanız, sonunda birayı kendiniz üretmeye başlayacaksınız. Bu kaçınılmaz bir süreçtir…